Adnan Polat: Canlarına okumak isterdim

Galatasaray'ın eski başkanlarından Adnan Polat, Habertürk kanalında katıldığı bir spor programında kendi dönemi ve Sarı-Kırmızılı kulübün gündemine dair açıklamalarda bulundu.

Spor Alemi

3.1.2016 - 14:15

Paylaş:

Türk Telekom Arena'nın açılışında yaşanan protestolardan bahseden ve kendisini savunan Adnan Polat, "O dönem camiada beni göndermek için bir komite kurulmuş. Selahattin Beyazıt (kulübün eski başkanlarından) beni aradı ve stadın açılışında kötü şeyler olacak dedi" ifadelerini kullandı. Polat'ın açıklamaları şöyle:

"Bayraktar ateşe benzin döktü"

"Açılış günü, hem Cumhurbaşkanı'nın hem de Başbakan'ın emniyet müdürleri provokasyon olacağına dair duyum aldıklarını söyledi. Başbakan "Olanları duydum ama ne olursa olsun açılışı yapalım" dedi. Ben çıkıyorum yuhalama. Başbakan çıkıyor yuhalama... Bu 200-300 kişinin provokasyonunun ardından dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın sözleri de o alevin üstüne benzin döktü. Daha sonra kendisi benden özür diledi. Ben tüm Galatasaraylılardan özür dilemesi gerektiğini söyledim. Ancak konuşma yasağı olduğunu, bu nedenle bir açıklama yapamayacağını belirtti."

"Yanlışlıkla 'Protestocular' dedim"

"Benim hayatımdaki en kötü gündü. O gün verdiğim bir röportajda "Provokatörler" diyeceğime yanlışlıkla "Protestocular" demişim. Ertesi gün bir baktım; iktidarı da, muhalefeti de herkes beni eleştiriyor. Dediğim gibi orada günün stresiyle yanlış söyledim. Biz stada 5 sene emek verdik ve protestolarla karşılaştık. O provokatörleri bulup canlarına okumayı isterdim açıkçası."

"Kimin döneminde ne yapılmış iyice araştırılsın"

"Dursun Başkan 'Geçmiş dönemleri inceleteceğim' dedi ve işi zorlaştı. Biz Alp Yalman'la beraber 1996 yılında Galatasaray yönetimini sıfır borçla Faruk Süren Yönetimi'ne teslim ettik. O günden başlasın. Canaydın döneminde de kulübü fiilen ben yönetiyordum. Hatta o günleri de araştırsın. Usulsüzlük yapıldığı çıkarsa sorumlusu benim."

"Ünal Aysal'a liste verdik"

"Galatasaray'a başkan olduğunuz zaman üyelerin parasını yönetiyorsunuz. Fakat burda fiilen usulsüzlük ve hırsızlık var. Biz tespit ettiğimiz bu çalışanları belgelerle tespit ettik ve kulüpten uzaklaştırdık. Biz bu kişilerin listesini götürdük Ünal Aysal'a verdik ve bu kişileri kulübe almayın dedik. Şimdi bu liste kulüpte var. Açıklamak isterlerse açıklarlar. Bu isimlerden bazıları tekrar işe alındı."

"Erdoğan bize ılımlı yaklaşmasaydı..."

"Ali Sami Yen arazisi üzerinde Faruk Süren döneminde bazı projeler ve planlar yapılmıştı. Ancak yıllar içinde devlete verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmediği için Ali Sami Yen arazisi resmen bize ait değildi. Hatta Seyrantepe arazisi de elimizden gitmişti. Recep Tayyip Erdoğan bize ılımlı yaklaşmasaydı Galatasaray statsız kalıyordu. Görevi bıraktıktan sonra yeni gelen yönetim dedi ki: "İnşaat devraldık" Ben Galatasaray'a hayatımı verdim. Galatasaray'ın üstünden bu ayıp kalkmadığı sürece ben kulüpten içeri girmem"

"2500 liraya çalışacak adamlar 25000 liraya çalışıyordu!"

"Ünal Aysal döneminde kim ağzını açsa disiplin cezası aldı. Galatasaray'da bu iç çatışmanın bitmesi lazım. 60 yılda Galatasaray'ın harcamalarının toplamı 800 milyon doları bulmuyor. Ünal Aysal döneminde ise 1 milyar doları aştı."Bizim önceliğimiz ekonominin ve tesisleşmenin düzelmesiydi. Ekonomik olarak bu aşamaya da gelmiştik. Ben bıraktığımda kulübün 6 tane arabası vardı. Ünal Aysal döneminde ise 123 tane araba vardı. Normal bir şirkette 2000-2500 liraya çalışacak insanlar kulüpte 25.000 liraya çalışıyorlardı. Ünal Aysal beni eleştirebilir. Peki içeriği ve üslubu böyle mi olmalıdır? Ben onun adına utanıyorum. Ünal Aysal çok güzel bir miras aldı ve bonkörce harcadı. Ben bu harcamalarda kayıp, kaçak olduğunu da düşünüyorum. Bundan Dursun Özbek de bahsetti, Duygun Yarsuvat da bahsetti"

"Emre bize gelmek istedi ama paramız yoktu"

Emre Belözoğlu 'Türkiye'ye dönmek istiyorum. Şu an aldığım paranın altında oynarım" dedi. Ekonomik durumumuz uygun değildi. Emre de bana, 'Başkanım o zaman Türkiye'de başka takımda oynayabilir miyim, müsaade var mı?' dedi. Ben de tabii ki dedim."

"Terim bana 'Hayır' dedi, iki ay sonra kulübün başına geçti"

Hagi muhteşem bir futbolcuydu ancak teknik direktörlüğü için aynı şeyi söyleyemem. Birlikte çalıştığım en iyi hoca Feldkamp'tı. Rijkaard döneminde Terim'le anlaştık. Daha sonra "Biz ailecek konuştuk; Türkiye'de çalışmak zarar veriyor" diyerek vazgeçti. Terim bana "Hayır" dedikten iki ay sonra Ünal Aysal yönetimi altında Galatasaray'ın başına geçti."

"Metris'e ziyarete gittim, başkan olsaydım da giderdim"

"Galatasaray, şike döneminde tarihi bir fırsatı kaçırdı. Ağabeylik yapacaktı, kulüpleri kucaklayacaktı. 'Şike yapıldıysa kulüplere ceza verilsin' denilecekti. Zaten yapıldıysa da kulüplere ceza verilmesi gerekiyordu. Kişileri hapse atmak ne demek? Ben Mecnun Otyakmaz ile Aziz Yıldırım'ı Metris'te ziyaret ettim. O dönem başkan olsaydım yine giderdim. Artık bir duruma düşülmüştü. Düşene vurulur mu? Hangi törede var? Aysal'ın o süreçte rakipler düşmüşken onlara vurmasını doğru bulmuyorum."