Dövüş Sporları

Boksörlerin atası 67 yaşında

Duayen gazeteci Orhan Ayhan, unutulmaz boksör George Foreman'ı yazdı.

Orhan Ayhan

10.1.2016 - 08:00

Paylaş:

Kendisine 'boksörlerin atası' lakabını ben veriyorum. Kabul edip etmemek isteğe bağlı! Bu ata kim derseniz hemen cevaplayayım; 46 yaşında dünya şampiyonluğunu kazanan George Foreman'dan başkası değil. 

10 Ocak 1949'da Teksas'ta doğan Foreman, parlak bir amatör kariyerden sonra Muhammad Ali maçında büyük boksöre en güçlü zamanında nakavtla yenildiği maçta en büyük şöhreti yakaladı. Ekim 1974'te, Zaire'de dünya şampiyonluğu unvanını Muhammad Ali karşısında ortaya koyan Foreman, büyük mücadelenin tek favorisi idi. Çünkü Muhammad Ali, Vietnam'a gitmediği için 5 yıl boykotla cezalandırılmış, 3 buçuk yıl sonra affedilince yeniden ringlere dönmüştü. Ali idmansız, kilolu ve hantaldı. Sıradan iki boksörle maç yapmış ve kazanmıştı. Ama bunlar önemli adamlar değildi. Amerika'nın gâyesi fırtına gibi önüne geleni bir ağaç gibi kökünden söken Foreman'ın karşısında Ali'nin çuval atması ve dünyaya rezil olmasını sağlamaktı. Bu aynı zamanda din değiştiren Ali'ye Hristiyanların bir cezası mâhiyetindeydi de. George Foreman, 1973'te Joe Frazier'ı nakavt ettikten sonra ringlerde âdetâ bir gergedan gibi dolaşıyordu. Dünya Boks Arşivi'nde öyle bir fotoğraf vardır ki, unutulması imkânsız. Frazier'a ikinci rauntta attığı upper-cut Joe Frazier'ın iki ayağını birden yerden kesmişti. Arşiv meraklıları bu fotoğrafı internetten belki bulabilirler.



İşte Muhammad Ali, böyle bir devin karşısına çıkacaktı. Maçı TRT'den bütün diğer müsabakalarda olduğu gibi ben anlatacaktım.


Orhan Ayhan

Ali, Kinshasa'da (Zaire'nin başkenti) krallar gibi karşılanmıştı. Aslında George Foreman da zenciydi ama Ali, siyah ırk için boks dışı bir kahramandı. Kendisini bütün ülkenin desteklemesinin sebebi beyazlara karşı başkaldırıdan başka bir şey değildi. 



Maç başlıyor

Maçın başlama gongu ile birlikte Foreman, adımlarını atarak Ali'nin köşesine doğru yürümeye başladı. Ali, oralı bile değildi. Köşe iskemlesinin yanında sırtını ringin iplerine dayamış, rakibini umursamaz bir tavırla bekliyordu. İleriye birkaç adım bile atmamıştı. Foreman, karşısındakini çok kolay bir av olarak görmüş, sağlı sollu darbeleriyle Ali'yi dövmeye başlamıştı. Ali o kadar iyi kapanıyordu ki, Foreman'ın yumrukları âdetâ sinek tesiri yaratıyordu. Bu tek taraflı dövüş filmi tam 7 raunt aynı şekilde devam etti. Foreman, gongla birlikte gelip Ali'yi köşesinde dövüyor, bitiş gonguyla birlikte Ali derhâl iskemlesine oturuyor, Foreman ise 125 kiloluk vücuduyla 10-15 adım atarak köşesine ulaşabiliyordu. Özetle Ali dinleniyor, Foreman hem yumruk atmaktan hem de yürümekten enerji kaybediyordu.



Sekizinci raunt başlayınca Ali'nin ringin ortasına doğru yürüdüğünü gördüm. Foreman'a "Ben hâlâ buradayım" der gibiydi. Nitekim daha ilk buluşmalarında Ali'nin şimşekleri çakmaya başladı. Müthiş bir sağ kroşe ve ikinci sol kroşe, ardından üçüncü sağ kroşe Foreman'ı bir kütük gibi ringin ortasına seriverdi.



Siyahlar dünyasında zafer çığlıkları atılıyordu. Sadece siyahlar mı, dünyada ne kadar Müslüman varsa televizyonda Ali'nin zaferini seyrederken büyük bir gururla gözyaşlarını döküyorlardı.


Bu mağlubiyet çok onurlu bir adam olan Foreman'ı mânen yıkmıştı. Boksu bıraktı ve bir kilisede beş yıl papazlık yaptı. Daha sonra yeniden ringlere döndü. Güçlü yumrukları ve iri cüssesiyle dünya ağır sıklet boksörleri arasında her zaman yerini korudu. 1994'te o kadar form tutmuştu ki, WBA-IBF'in dünya ağır sıklet boks şampiyonu Michael Moorer'la bir unvan maçı şansı yakaladı. Sonuç Moorer için bir hüsrandı. Çünkü 45 yaşında amcası gibi bir adam onuncu rauntta kendisini nakavt edip dünya şampiyonluğunu elinden almıştı. Foreman, 1995 yılında maç yapmadan unvanını bıraktı. Aynı yıl, nisan ayında ısrarlara dayanamayarak Shannon Brigs'le bir gösteri maçına çıktı ve son maçını sayı ile kaybetti. Dünya ağır sıklet boksunun atası diyebileceğimiz George Foreman, 81 maç yaptı 76 galibiyet ve 5 mağlubiyetle kariyerini noktaladı. 



Olimpiyat Şampiyonu

George Foreman, profesyonel liglere gökten zembille değil amatör branştaki pırıltılı başarılarıyla gelmişti. Amatör kariyerinde yaptığı 37 maçın 34'ünü nakavtla kazanmış ve bu büyük bir performansın semeresini 1968 Meksika Olimpiyatları'nda ağır sıklette Amerika'ya bir altın madalya kazandırarak sonlandırmıştı.